mersin escort


Geri git   Forum Ortam > Pembe Cafe > Tarih

Cevapla
LinkBack Seçenekler Stil
Okunmamış 27.Ağustos.2015, 23:05   #1
Senior Member
 
buse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 10.Kasım.2014
Mesajlar: 23,045
Standart Trablusgarp Savaşı Savaş öncesi genel durum






Savaş öncesi genel durum

Osmanlı Devleti

Trablusgarp Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti çok büyük iç ve dış karışıklıklar içerisindeydi. 23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet ikinci defa ilan edilmiş ve II. Abdülhamit 24 Temmuz 1908'de anayasayı yeniden yürürlüğe koymuştu.5 Ekim 1908'de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna Vilayeti'ni işgal etmiş aynı gün Bulgaristan prensi de İstanbul'a telgraf çekerek bağımsızlığını ve krallığını ilan etmişti. Avusturya, Sırplara karşı Bulgarları destekliyordu ve Bulgaristan ile Avusturya eş zamanlı darbeler için anlaşmaya varmışlardı. Bu iki önemli toprak parçasının resmen elden çıkması İttihat ve Terakki'nin prestijini büyük ölçüde sarsmıştı. Bosna-Hersek ve Bulgaristan'dan sonra Osmanlı Devleti'nin üçüncü sorunu da Girit oldu. Girit'in zaten bu tarihte Osmanlı Devleti ile pek bir bağlantısı kalmamıştı. Fakat ada, hukuken Osmanlı toprağı olarak görünüyordu.Bosna-Hersek krizi sırasında Girit Rumları da harekete geçerek adayı Yunanistan Krallığı'na ilhak ettiklerini ilan ettiler. Fakat bu Avrupa Devletleri tarafından kabul edilmedi. Gelişen iç ve dış olaylar, İttihat ve Terakki'ye karşı bir muhalefetin olgunlaşmasına ve 13 Nisan 1909'da başlayan olayların bir irtica hareketi şeklinde patlak vermesine neden oldu. İstanbul'daki gerici ayaklanma Rumeli'deki İttihat ve Terakki şubelerinde ve ordu içinde Meşrutiyetin tehlikede olduğu düşüncesini uyandırdı. Bunun üzerine, 3. Ordu Komutanı Mahmut Şevket Paşa'nın Hareket Ordusu adındaki bir orduyu İstanbul'a göndermesiyle ayaklanma bastırıldı. Tehlike böylece önlenmiş oldu. Meclis, 27 Nisan 1909'da II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesine karar verdi. Yerine kardeşi Mehmet Reşat padişah oldu. Bundan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti, ülke yönetimini kesin olarak eline aldı.
Trablusgarp Savaşı öncesinde Balkanlar'ın durumu son derece karışıktı. Mart 1911'de Katolik Arnavutlar İşkodra'da ayaklanmışlardı. Karadağ Krallığı bu isyancılara her türlü yardımda bulundu. Bundan dolayı Osmanlı-Karadağ ilişkileri çok gergindi. İtalya, Karadağ'ı desteklemekte, onu Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtmakta idi. Bu ayaklanmada İtalyan parmağının olduğu açıktı. Ayaklanma Haziran 1911'de bastırıldı ve ayaklananlar Karadağ'a sığındılar. Bu olaylardan sonra İttihat ve Terakki'nin Osmanlıcılık ideolojisini gerçekleştirmek için yürüttüğü "Balkanlar'ın tek bir bayrak altında birleşmesi" politikası Osmanlı Devleti'nin aleyhine sonuçlanarak Bulgar, Sırp ve Yunan çetecilerin faaliyetlerini daha da arttırmalarına ve Osmanlı'ya karşı işbirliğine girmelerine sebep oldu.
İtalya Krallığı

1911 yılı İtalyan birliğinin ve krallığının kuruluşunun 50. yılına rastladığından, ülkede büyük bir milli heyecan yaratılmaya çalışılmış ve bu çerçevede İtalya'nın Trablusgarp üzerindeki eski iddiaları da şekillenmeye başlamıştı.İtalya III. Vittorio Emanuele'in tahta çıkmasından sonra, 15 yıl süreyle otoritesini herkese kabul ettiren başbakan Giovanni Giolitti zamanında istikrarlı bir siyasete kavuştu. Kalabalık göç dalgalarına rağmen hâlâ yüksek olan ülke nüfusunun dinamikliği ve iyi bir yönetim sayesinde hükümet tarım ve sanayi alanında büyük atılımlar yaptı. Giolitti, giriştiği bir dizi cesaretli reform hareketiyle sosyalist kanadın isteklerine uygun yenilikleri gerçekleştirdi. Ancak sağ kanattaki milliyetçi istekleri de tatmin etmek gerekiyordu. İtalyan milliyetçilerin Floransa'daki kongresinde, Giolitti hükümeti Libya üzerine diplomatik ipotek koymaya zorlanmıştı. Libya seferini milliyetçiler, eski Roma İmparatorluğu günlerindeki Akdeniz siyasetinin dönüşü olarak görürken, Katolikler İslam'a karşı yeni bir Haçlı seferi olarak tanımlıyorlardı. İtalyan kamuoyunun kayda değer bölümü ise güneydeki bu yeni koloniye, dış göçe son verecek bir toprak parçası olarak bakmaktaydı.

İtalyan sosyalistleri ise aralarında bir birlik olmamasına rağmen genelde bu savaşa karşı olmuşlardı. 27 Eylül 1911 tarihli Tanin'de "İtalyan sınıf-ı aliyyesinde işgal için pek ziyade heyecan var ise de amele sınıfı işgale muhaliftir" deniliyor ve işçi sınıfının İtalya'nın Libya'ya asker sevk etmesini men etmek için umumi grev teşebbüslerine giriştiğini yazıyordu. Fakat sosyalistlerin grev teşebbüslerini hükümetin şiddetle engellemesi ve halkın nümayişçilere kötü gözle hatta vatan haini gibi bakması yüzünden bir sonuç verememişti. Ayrıca İtalyan sosyalistler Fransız, İngiliz ve Alman sosyalistleri kadar güçlü değillerdi. Mart 1911'de ikinci kez iş başına gelen Giolitti Hükümeti, Trablusgarp işini bir sonuca bağlamayı parti programının 3. maddesine almıştı.
İtalya'yı 1911'de Trablusgarp'a karşı harekete geçiren en önemli olay, Fas meselesinin alevlenmiş olmasıydı. İtalya'nın daha 1900'de Fransa ile yaptığı gizli antlaşmaya göre, Fransa Fas'ta yeni menfaatler elde ederse, İtalya da Trablusgarp için harekete geçecekti. Bu antlaşma ile Trablusgarp İtalya'ya vaat edilmiş oluyordu. 24 Nisan 1911'de Fransız ordusu Fas'a girdi. İtalya kamuoyunda, Fas'ın da Fransa tarafından kapılmış olduğunun duyulması bir anda hükümeti devirecek kadar şiddetli bir etki yaratınca Giolitti hükümeti uzun zamandır hazırlanan ihtiraslarını açığa vurmaya mecbur kaldı. Bu durum Trablusgarp'a karşı harekete geçmek için sabırsızlanan İtalyan kamuoyunu daha da şiddetlendirerek İtalyanların savaş kararı almasında etkili oldu.
Trablusgarp Savaşı sırasındaki İtalyan Başbakanı Giolitti hatıralarında; işin iç yüzünü bilmeyenlerin Trablusgarp'a gitme kararının birdenbire verildiğini söylediklerini fakat işin aslının böyle olmadığını, kendilerinin İngiltere ile Mısır, Fransa ile de Fas meselesini müzakere ederken kendileri için birtakım haklar aldıklarını ve bunu büyük devletlere tasdik ettirdiklerini, Fransa'nın Fas'a girmesinden sonra kendileri açısından vaktin gelmiş olduğunu, zira kendileri Trablusgarp'a gitmemiş olsalardı, diğer bir Avrupa devletinin burayı mutlaka işgal edeceğini, Tunus‟un Fransızlar tarafından işgalinin kendilerinde yarattığı hayal kırıklığını bir daha yaşamak istemediklerini ve bu durumda bir Avrupa devleti ile savaşmak zorunda kalacaklarını, bunun da Osmanlı Devleti ile savaşmaktan daha zor olacağını belirtmişti.





İtalya'nın Trablusgarp'taki faaliyetleri

İtalyanlar büyük devletler nezdinde başarılı diplomasi faaliyetlerini sürdürürken, öte yandan da Trablusgarp'ta kendi hesaplarına elverişli bir ortam hazırlamaya uğraşıyorlardı. Her emperyalist devletin uyguladığı metotları İtalyanlar da burada uygulamaktaydı. Ülkede egemen olma amaçları için çalışan okulları, bankaları, iktisadi kuruluşları vardı. Liman ve benzeri kurumlar için imtiyaz peşinde koşuyorlardı. Okulları, resmi ve mahalli mekteplerle rekabet ediyordu. İtalyanların 1907‟de Trablusgarp ve Bingazi'de birer şubesini açtığı Banco di Roma onların Trablusgarp'a ekonomik bakımdan sokulma politikalarının başlıca aracı olmuştu. Banco di Roma, Trablusgarp'ta geniş maddi manevi kredisiyle, nüfus teminine ve İtalyanların ekonomik bakımdan piyasaya hakim olmalarına çalışıyordu. Banka aynı zamanda yerlilerin elindeki toprakların İtalyanlara geçmesine vasıta ve aracı oluyordu. Banco di Roma'nın kilise ile ilişkisi, kilisenin de savaşı desteklemesine sebep olmuştu. Bu nedenle Libya'da büyük çıkarları olan Banco di Roma'nın Vatikan çevresi ile ilişkisi, hükümeti Libya seferine zorlayan bir etkendi.
1910 yılı başından itibaren, İtalyanlar Trablusgarp'taki faaliyetlerine büyük hız vermişlerdi. Elde ettikleri bütün imtiyazlara rağmen yinede Trablusgarp'taki iktisadi faaliyetlerinin kısıtlandığından şikayet ediyorlardı. Trablusgarp Mebusu Sadık, 12 Eylül 1911'de Tanin'e yazdığı mektupta, İtalyanların buradaki faaliyetlerini şöyle anlatıyordu: "İtalya Trablusgarp'taki cüretli hareketlerine Abdülhamit Dönemi'nde başlamıştı. Trablusgarp'ta zorla Banco di Roma müessesesini kurmuş, Bingazi'de de bir postane açmıştı. Trablusgarp'ta halifeye bağlı milyonlarca Müslüman Meşrutiyet idaresinden çok şey bekledikleri halde ümitleri boşa çıkmıştı. İstibdat Devri'nde başlayan bu hareketler, Meşrutiyet idaresinde de O'nun bıraktığı yerden devam etti. Trablus her konuda ihmal edildi. İtalyan emellerini herkesten fazla bilmesi gereken eski Roma elçisi Sadrazam Hakkı Paşa kabinesinin ilk icraatı Banco di Roma'nın resmiyetini tasdik etmek oldu. Bundan sonra İtalya'nın faaliyetleri kat kat artmaya başladı. Birçok yerde Banco di Roma'nın şubeleri açıldı. Bu müessese bütün ticareti eline geçirdi ve yerli tüccarı iflas ettirdi. Emlak ve arazi satın almaya başladı. Hükümet ise bu hale seyirci kalıyordu. Osmanlı sancağını taşıyan vapur 4-5 ayda bir defa Trablusgarp'a gidebiliyordu. Maden araştırması için İtalyalı bir heyete izin veriliyordu. Velhasıl diğer devletlerin hiçbirine verilmeyen imtiyaz, İtalya'ya verildi. İtalya'ya verilecek sadece bir şey kaldı. O da bütün İtalyan kamuoyunun hayali, idari hakimiyet meselesiydi."
İtalya'nın işgal hazırlıkları

Eylül 1911'in ortalarından itibaren, İtalya'daki askeri hazırlıklar iyice açığa çıkmaya başlamıştı. İtalyan basınının dili çok sertti. Açıktan açığa işgal hazırlıkları ile ilgili haberler çıkması Osmanlı Devleti'ni tedirgin etmekteydi. Osmanlı Devleti'nin bu konudaki başvurusuna İtalya'nın askeri hazırlıklarının işgal amacıyla yapılmadığı, İtalyan menfaatlerini herhangi bir olaya karşı koruyabilmek için yapıldığını bildirdi. İtalya, bu savaşa uzun zamandır hazırlanmaktaydı. Her çapta kara ve deniz topları, sayısız mitralyöz, cephane ve kalabalık bir ordusu vardı. İtalya o sıralarda dünyanın en güçlü donanmalarından birine sahipti. Osmanlı Devleti'nin ise, savaş başladığı zaman, Trablusgarp'taki askeri sayısı 2000'i geçmiyordu. Bingazi'dekiler daha azdı ve kendi hallerine terk edilmişlerdi.
25 Eylül'de Roma'daki Osmanlı maslahatgüzarı Seyfettin Bey'in İtalya Dışişleri Bakanı San Giuliano ile görüşmesinde Dışişleri Bakanı; İtalyan hükümetinin halkın arzusu haricinde hareket edemeyeceğini bildirdikten sonra iki hükümet arasındaki dostluk münasebetlerinin devamından yana olduğunu ilave etse de, görüşmede hiçbir sonuç vermeyecekti.
26 Eylül'de İtalyan hükümeti, Viyana büyükelçisi vasıtasıyla üçlü ittifakı yenilemeye hazır olduğunu, eğer Trablusgarp işi de İtalyan istekleri doğrultusunda çözümlenirse, üçlü ittifakın daha sağlam bir üyesi olacağını Avusturya'ya bildirdi. Bu, gizli olarak yapıldı. Çünkü Almanya ve Avusturya, Türklerin İngiltere ve Fransa'ya yaklaşmasından korkuyorlardı. Osmanischer Lloyd gazetesinde yayınlanan bir görüşe göre, İtalya hükümetinin Trablusgarp'taki İtalyan nüfusunu gerek Osmanlı Devleti'nin her türlü tecavüzünden gerekse diğer devletlerin rekabetinden korumak için, bazı isteklerde bulunmak üzere Bâb-ı Âli'ye bir nota vermek üzere hazırlandığını, eğer Bâb-ı Âli, bu nota muhteviyatını kabul etmeyecek olursa İtalya'nın askeri tedbirlere başvuracağını yazıyor ve ayrıca bu hareketlerini mazur göstermek için, İtalyan kamuoyunun hükümet üzerindeki etkisinden bahsedeceklerini ilave ediyordu.
En sonunda İtalya uzun zamandır hazırlanmakta olduğu savaşı başlatmak zamanının geldiğine hükmederek Osmanlı Devleti'ne 28 Eylül 1911'de bir nota verdi. Bu notada özetle: Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp ve Bingazi'nin ilerlemesi için hiçbir şey yapmadığı, bu bölgenin İtalya kıyılarına yakınlığı dolayısıyla kendileri için hayati önem taşıdığı bölgeye medeniyet götürülmesinin zorunlu olduğu, fakat bu konudaki İtalyan görüş ve fikirlerinin Osmanlı Devleti tarafından tasvip edilmediği ve İtalya'nın buradaki teşebbüslerinin inatla engellendiği, şimdi Osmanlı Devleti'nin İtalya ile kendi menfaatlerine ters düşmeyecek bütün iktisadi imkanları vermeye hazır olduğu ancak İtalya hükümetinin geçmişte yapılanları göz önüne alarak buna güvenmediği belirtiliyor ve İtalya'nın Trablusgarp ve Bingazi'yi askeri işgale karar verdiği, bundan başka çarelerinin kalmadığı ve buradaki Osmanlı memurlarının işgale muhalefet etmemeleri isteniyordu. Osmanlı hükümeti, İtalyan notasına 29 Eylül 1911'de cevap verdi. Bu cevapta; Trablusgarp ve Bingazi'nin geri kalmasının kendilerinden önceki idarenin eseri olduğu, bundan dolayı meşrutiyet hükümetinin suçlanamayacağı, son üç sene zarfında bölgede İtalyan teşebbüslerine büyük kolaylıklar sağlandığı ve iyi niyet gösterildiği, burada asayişin temini konusunda hiçbir endişeye mahal olmadığı, İtalyan ve diğer tebaanın bölgeden ayrılmasını gerektirecek bir olay olmadığı belirtiliyordu.Ancak Bâb-ı Âli'nin notaya cevap verdiği gün, İtalya da harp ilanı notasını verdi. Bu ilan-ı harp notasında, özetle; İtalyan isteklerinin gerçekleştirilmesi konusunda, İtalya'nın, Osmanlı Devleti'ne verdiği sürenin İtalya'nın hoşuna gidecek bir cevap gelemeden sona erdiği, Osmanlı Devleti ve memurunun Trablusgarp ve Bingazi'deki İtalyan hak ve menfaatlerini korumakta kötü niyetli ve aciz olduğu iddia ediliyor, İtalyan hak ve menfaatlerini sağlamak zorunda oldukları bildiriliyordu.
Osmanlı Devleti'ne nota verilmeden hemen önce, 25 Eylül 1911'de, İtalya'da seferberlik emri yayımlandı. Bu emirde seferberliğin birinci günü olarak 28 Eylül tarihi belirlenmişti. Silah altında bulunan 1890 doğumlular ile birlikte, seferi kolordunun birliklerini teşkil edecek olan 1888 doğumlular ise 23 Eylül'de silah altına çağrıldılar. Bunların birliklerine katılımları da 26 Eylül'de tamamlandı.
Diğer devletlerin işgale tavrı

İtalya henüz Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmeden hemen önce Adriyatik sularında ve Preveze'de Türk-İtalyan savaşı başlamıştı. İtalya bu sefere başlarken, Avrupa büyük devletlerinin icazetini almıştı. Daily Telegraph gazetesinde, İngiltere'nin İtalya savaşa girdiği takdirde tarafsız kalacağı ve İtalya'ya karşı Osmanlı'yı müdafaa etmeyeceği belirtiliyordu. Daily Graphic'te ise İngiltere'nin savaşın sadece Trablusgarp'a ait olmasını ve Avrupa'ya sıçramamasını İtalya'ya tembih ettiği bildiriliyordu.
Balkanlar'da ise Trablusgarp Savaşı başlayınca, Osmanlı Devleti Balkan devletlerinin saldırabileceği veya Rumeli'de ayaklanmalar olacağını düşünerek, oraya çok sayıda asker yığmıştı. Bundan en çok Bulgaristan ürkmüş ve büyük devletlere başvurarak kendilerini korumalarını istemişti. Savaşın başladığı günlerde Bulgar ve Sırp hükümetleri arasında, iki tarafın menfaatlerini görüşmek üzere bir yakınlaşma başladı. Bulgarlara göre, o sıradaki fırsat kaçırılmamalıydı. Bütün Balkan devletleri, Osmanlı Devleti'ne karşı ittifak etmek üzereydi. Bulgaristan, Osmanlı-İtalyan savaşının hemen bitmesini istemedi. Çünkü bu savaşın, Balkanlar'da Slavlara karşı olan bu iki devleti zayıflatacağını düşünmekteydi.
Savaşın başlaması Yunan kamuoyunda da heyecan yaratmış ve Başbakan Venizelos'un savaştan faydalanmak için vaktinde hazırlık yapmamasından ötürü eleştirilmesine sebep olmuştu. Ancak Balkanlar'da yeni olayların çıkmasını istemeyen İtalya ve diğer Avrupa devletleri tarafından Yunanistan'ın savaştan faydalanma isteği rafa kaldırılmıştı.
buse isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Tag Ekle
durum, genel, savaş, savaşı, trablusgarp, Öncesi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Sizin Yeni Konu Acma Yetkiniz var yok
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı




RSS Powered by vBulletin® Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Şu Anki Saat: 07:39
kocaeli escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort karşıyaka escort çankaya escort tuzla escort seks hikayeleri seks filmi izle sincan escort kızılay escort rus escort etlik escort izmir escort izmir escort izmir escort istanbul travesti eryaman escort etlik escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort altyazılı porno şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort alt yazılı porno Casibom Casibom Casibom Giriş Casibom Yeni Giriş Onwin gaziantep escort bayan gaziantep escort seks hikayeleri gaziantep escort Canlı bahis siteleri escort escort escort travestileri travestileri Escort Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com etlik escort etimesgut escort istanbul Escort istanbul Escort Acıbadem Escort Ataşehir Escort Bostancı Escort Göztepe Escort Kadıköy Escort Kartal Escort Kurtköy Escort Maltepe Escort Ankara escort bayan Escort ankara Escort ankara Escort eryaman Keçiören escort Escort ankara Sincan escort bayan Çankaya escort bayan antalya rus escort