Hamilelikte yaşanan stres anne adayını doğum sonrası için etkilediği gibi, çocuğu da her açıdan olumsuz etkilemektedir.

Stres, tehdit edici bir durum karşısında bedensel ve ruhsal olarak zorlanmadır. Bu mekanizma duygusal, zihinsel, bedensel bütünlükten oluşur. Hamilelik gibi özel bir durumda bedenin ve duyguların verdiği tepki strese neden olabilir.


Hamilelik döneminde yaşanan stres ve aşırı kaygının, erken doğum ya da bebeğin düşük doğumu gibi sonuçlara vardığı belirtiliyor. Annenin ve çevresinde gelişen olaylar, kötü bir şey olabilir kaygısıyla birlikte stres, anne adayının zorluk yaşamasına sebep oluyor.

Hamilelikte yaşanan stres, doğum sonrası depresyonu tetikleyebileceği gibi, annen kendi öz bakımını ihmal etmesine, madde kullanımına yönelmesine sebep olabilir. Yapılan araştırmalarda hamilelik döneminde ve bebeğin ilk yıllarda annenin depresyon geçirmesi, çocuğun sosyal gelişimine, olaylar karşısında başa çıkma ve problem çözme becerilerinde olumsuz etki edebileceği sonucu çıkmaktadır.

Hamilelikte gerginlikten uzak durmanın ve doğum sonrası depresyonu engellemek için yapılması gerekenler

Anne adayı öncelikle özel bir döneme girdiği kabul etmeli

Günlük hayattaki alışkanlıklarını gözden geçirip, hangilerinin bu dönemde yapılmaya uygun düşüp düşmediğini incelemeliler.

Her şeyi kontrol altına alamayacaklarını kabullenmeleri gerekmektedir.

Hamilelik duyguların iniş çıkışlar yaptığı bir dönemdir. Bunu kavramak ve duyguları kontrol etmek için hamileliğin ilk gününden itibaren günlük tutmak bunu anlamıza yardımcı olacaktır.