Maraton yarışlarının çıkış noktası bir Yunan efsanesine dayanmaktadır. Bir söylentiye göre Yunan elçi Pheidippides, Yunanlar ile Persliler arasındaki Maraton Muharebesi’nin kendileri tarafından kazanıldığını haber vermek için Atina’ya hiç durmadan koşarak gitmiş ve zafer haberini verdikten sonra yere yığılırak hayatını kaybetmiştir. Heredot’a göre ise Pheidippides Atina’dan Sparta’ya yardım istemeye giden bir elçidir ve 240 kilometrenin üzerindeki mesafeyi koşarak kat etmiştir. Bu mitlerden yola çıkılarak olimpiyata dahil edilen maraton koşusu amacına ulaşmış ve efsanelerin popülerleşmesine katkıda bulunmuştur.

1896’da Atina’da düzenlenen ilk olimpiyattan beri erkekler maratonu her olimpiyatta yer alan bir branş olmuştur. Kadınlar maratonu ise 1984 Los Angeles’tan beri olimpiyat takvimi içerisinde yer almaktadır. Olimpiyatlarda maraton koşusu stadyumda sona erer. Erkekler maratonu, geleneksel olarak atletizm takvimindeki son yarıştır ve kapanış töreni içerisinde yer aldığı da olur. 1986 Atina’da 40 km olarak koşulan maraton, daha sonra her şehrin yapısına göre ayarlanmıştır. 1924’de ise bugünkü hali olan 42.195 metre standart uzunluğu belirlenmiştir.

Bugüne kadar olimpiyat tarihinde 27 tane erkekler maraton altın madalyası dağıtılmıştır. Dört kez zafere ulaşan Etiyopya bu alanda lider durumdadır. Toplam on madalyayla en çok madalyaya sahip olan Amerika Birleşik Devletleri ise üç altınla Etiyopya’nın bir sıra gerisinde ikinci basamakta yer almaktadır.

Kadınlar maratonda ise dağıtılan sekiz altın madalyanın ikisini kazanan Japonya toplam dört madalyası bulunduğundan ilk sırada yer alırken, sadece iki altını olan Etiyopya ise madalya sıralamasında ikinci basamaktadır.