​

İnsan bedeni 15 dakikadan fazla hareketsiz kalmaya uygun olmadığı halde, zamanının çoğunu bilgisayar başında, televizyon karşısında, trafikte geçiren ve sürekli beli, boynu, dizi ağrıyan insanlar çoğalıyor.

Sağlık Bakanlığının yürüttüğü “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” özel sektör ve kamu kuruluşlarını ilgilendiren birçok faaliyet getiriyor. Program; 500 çalışanı olan bir iş yerine, çalışan kapasitesine uygun spor tesisi kurma ve çalışanlara yönelik egzersiz programları uygulamayı zorunlu hale getirmeyi hedefliyor.

Bütüncül tedavinin önemine değinen OS Terapi Uzmanı Manuel Fizyoterapist Oğuzhan Söylemez, gelişen teknoloji ile birlikte 500’den az işçisi olan iş yerinde, masa başı çalışan, her gün trafikte saatlerce oturan ya da hareketsiz kalan, spor yapamayan kişileri bilinçlendiriyor.

Birçok rahatsızlığın sebebi omurga kaynaklı olabilir
Osteopati, kayropraktik, dorn terapi ve manuel fizyoterapinin tümünü kapsayan OS Terapi yöntemini geliştirerek Türkiye’de uygulayan tek kişi olan Oğuzhan Söylemez, hareket sisteminin ve tüm vücudun kontrol sisteminin beyin olduğunu, beynin diğer organlarla haberleşme ve kontrol mekanizmasının ise omurga olduğunu vurguluyor. İlk etapta omurga kaynaklı görünmeyen, kabızlık, iktidarsızlık, kısırlık, migren, baş ağrıları, sinüzit, diş eti kanamaları, kulak çınlaması, kulunç, tiroit gibi rahatsızlıkların da omurganın sorunlu olması sonucu oluştuğuna dikkat çekiyor.

Söylemez, “Vücudumuzdaki her eklem, kas, sinir, kemik ve bağlar, belirli bir oranda açı ile düzenli çalışıyor, bu açılanma derecesi değiştiğinde düzen bozuluyor ve ağrı hissi oluşuyor. Bu ağrıyı ilaçla tedavi etmeye çalışmak soruna geçici çözüm oluşturuyor ve yüz binlerce insan omurgadan kaynaklanan sorunlardan dolayı sıkıntı çekiyor” diyor.

Bol su için
Hareket sistemi ve omurga ile ilgili problemleri çözmek için Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) bağlı bilimsel yöntemler olan manuel fizyoterapi, osteopati, kayropraktik uzmanlıkların çok önemli olduğuna değinen Oğuzhan Söylemez, Türkiye’de bu yöntemlerin henüz bilinmediğine değiniyor. Hareket sisteminin ve biyokimyasal işleyişin vazgeçilmez bir parçası olan bağ doku rahatsızlıkları kendini en fazla vücut susuz kaldığında gösteriyor. Bu yüzden az su içmek kas ve sinir sorunu oluşturuyor. Aynı zamanda iç organların iyi çalışmasını engelliyor, ağrıların çoğalmasına sebep oluyor. Bağ – doku sisteminden oluşan ağrılar ilaçlarla, kremlerle, bitkilerle geçmeyebiliyor.

Söylemez, çalışma koşulları sebebiyle sürekli oluran kişilerin 15 dakikada bir hareket etmesini, kasları rahatlatıcı kısa egzersizler yapmasını, düzenli su içmelerini, beslenmelerine dikkat etmelerini önemle tavsiye ediyor. Anne babaların büyüme çağındaki çocuklarının bilgisayar başında saatlerce oyun oynamalarını mutlaka önlemeleri gerektiğinin altını çiziyor.