Portekiz’in güneyinde yer alan Lagos, Lizbon’a ne o kadar yakın ne o kadar uzak. Çok zamanınız yoksa sabah erken çıkıp akşam dönebilirsiniz ama ideali yolun ve Lagos’ta bir akşamın tadını çıkarıp ertesi gün dönmek.

Aslına bakarsanız Portekiz’de Lagos diye bir yer olduğundan bile haberim yoktu Juliana ve Aureta Thomollari ile buluşana kadar. Lizbon’da akşam en sevdiğim mekânlardan “Pharmacy”de laflarken gelecek günlerde neler yapacağımıza dair konuşuyorduk. Lagos’a gitme fikri işte böyle ortaya çıktı. Portekiz’in güneyinde yer alan Lagos ne o kadar yakın ne o kadar uzak. Çok zamanınız yoksa sabah erken çıkıp akşam dönebilirsiniz ama ideali yolun ve Lagos’ta bir akşamın tadını çıkarıp ertesi gün dönmek.

Sabah Lizbon’un en sevdiğim kafelerinden “Brasileira”da sıkı bir kahvaltının ardından yola çıkıp, deyim yerindeyse az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Lagos şahane bir yer. İki şahane kız kardeş ile şahane müzikler dinleyerek, konuşarak, gülerek, kah durup kah giderek yaptığımız bu seyahatin kendisi zaten muhteşemdi.

Biraz Juliana ve Aureta’dan bahsetmek istiyorum. Onları bloglarından ve sosyal medyadan takip edebilirsiniz. Özellikle Aureta, dünyaca ünlü bir moda blogger’ı. Arnavutluk asıllı iki kız kardeş Florida’da yaşıyor ve sık sık birlikte seyahat ediyorlar. Ne yalan söyleyeyim; birbiri ile bu kadar iyi anlaşan ve paylaşan çok az kardeş gördüm. İkisi de benim gibi iflah olmaz gezginlerden. Ben Portekiz’den ayrılırken onlar yine benim tavsiyem üzerine Cascais ve Sintra’ya keşfe gidiyorlardı.

Gelelim, Lagos’a uzanan o güzel günün notlarına. Aslında bana Lagos’u ballandıra ballandıra anlatan, Portekizli şoförümüz Pedro Portugal. Şaka yapmıyorum adamın soyadı bildiğiniz Portugal! Pedro bahsettikten sonra biraz Lagos’u araştırınca gitmek farz oldu.

Lagos’un girişinde sizi “marina” karşılıyor. Marinada şık, orta karar restoran ve kafeler var. Marinaya giden yol üzerinde, kaldırımlarda küçük standlar göreceksiniz. Lagos’ta yapacağınız en önemli aktivitenin bileti bu standlarda satılıyor: Ponta da Piedade burnunda yer alan kayalar ve mağaralar arasında küçük tekne turları! 10 Euro karşılığı, yaklaşık 1 saat süren bu turlara katılıyorsunuz. Yine burada küçük kanolarla keşif turları yapılıyor. Özellikle turistlerin ilgi gösterdiği eğlenceli bir aktivite bu.

Adı Portekizce’de “göller” anlamına gelen şehir, Avrupa’nın en güneybatısındaki Sagres Burnu’nun doğusunda yer alıyor. 2000 yıl önce Keltler tarafından Lacobriga adıyla kurulmuş. Bugün “Eski Lagos” diye bilinen bölgede, Arnavut kaldırımlı sokaklarda özellikle akşamüzeri başlayan bir hareketlilik var. Bu hareketlilik, özellikle Praça de Gil Eanes bölgesinde yaşanıyor. Lagos çevresinde çok çok güzel oteller var. Şehir merkezinde ise küçük butik oteller. Şehrin en önemli yapılarından olan Santa Maria Kilisesi’nin bulunduğu bu meydan 15. yüzyılda “köle pazarı” imiş. Yine bu Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda tahmin edebileceğiniz gibi pek çok küçük butik sanat galerisi var.

Kısaca, “Niye Lagos’a gelinir?” derseniz; Avrupa’nın Batı ucunda yer alan bu küçük şehirde yapılabilecek pek çok şey bulunuyor. Doğa harika, plajlar güzel, eski şehirde yiyip içebileceğiniz, güzel vakit geçirebileceğinz mekânlar var. Hareketlilik ile sakinlik bir arada. Portekiz’e, Lizbon’a kadar geldiyseniz, hele bir de yaz mevsimindeyseniz en azından bir iki gününüzü Lagos’a ayırmanız gerek. Dünyanın en önemli kaşiflerini çıkaran Portekiz’de bu da sizin keşfiniz olur en azından.

Lagos’un en güzel fotoğraflanacağı iki nokta var. Bunlar; Praia Donna Ana ve Monchique tepeleri. Buna ilave olarak Meia Praia plajını ve muhteşem kayalıkların ve mağaraların bulunduğu Ponta de Piadade’yi de ekleyebiliriz.