Güneşin içimizi kaynatmaya başladığı bu günlerde, kendimizi dışarı atmaya sabah kahvaltılarında başlıyoruz artık. Cıvıl cıvıl kuş sesleri, çocuk seslerine her yerde… Sahilde bisiklete binenlerden balık tutanlara, yürüyüş yapanlardan sevgilisini yanına banklarda romantik dakikaları paylaşanlara kadar herkes sokakta…

İşte güneşin enerjisi…

Artık, İstanbul’un kalabalığından yoruldunuz mu? Gözlerinizi ve ruhunuzu dinlendirebileceğiniz bir yer mi arıyorsunuz? Sakin, güzel yemekler yiyebileceğiniz, mavinin ve yeşilin buluştuğu bir yer mi hayal ediyorsunuz? Öyleyse doğru yerdesiniz…

Dün sabah güneşin odama vurmasıyla gözlerimi cıvıl cıvıl bir sabaha açtım. Daha sabahın erken saatlerinde leziz kahvaltımı yaparken, günün planını yapmaya başladım. Sakinlik istiyordum… Yapılabilecek en güzel program, denizin kıyısında afiyetle balığımı yiyip, muazzam bir manzara eşliğinde güneşin batışını izlemekti.

Artık merak ediyorsunuz değil mi böylesine huzurlu bir programın nerede yapılabileceğini?

Haydi gidelim öyleyse, Anadolu Kavağı yolcusu kalmasın…

Anadolu Kavağı'na nasıl gidilir?

İki yolunuz var: Eminönü iskelesinden kalkan şehir hatları vapurları ile boğazın iskelelerine karşılıklı uğrayarak gidiyoruz. Sarıyer’den kalkan seferleri de tercih edebilirsiniz. Arabayla boğazı gerdanlık gibi süsleyen Boğaziçi Köprüsü’nden başlayıp, manzaralı yolun tadını çıkartarak da Anadolu Kavağına ulaşabilirsiniz… Ben şehri, sokakları, köyleri görebilmek adını kara yolunu tercih ettim. Gözlerimi okşayan manzara eşliğinde büyülenirken, iyotlu, oksijeni bol deniz kokulu havayı teneffüs ederek daha Anadolu Kavağına varmadan huzur buldum.

İstanbul’un nefes borularından biri olan ve balık restoranları ile ünlü olan bu köyde, boğazın ağız tadını ‘Baba Restoran’da çıkartmalısınız. Boğazın incisi Anadolu Kavağı’nın en sakin, en huzurlu, en sevilen, semtine simge olmuş bu lezzete, bu keyife mutlaka uğrayın siz de…

Muazzam bir manzara. Lezzet mi lezzet, huzur mu huzur, kısacası keyfime diyecek yoktu. Dört mevsim taze deniz ürünleri ile İstanbul boğazının Karadeniz’den giriş kapısı konumuyla, nostaljik yapısıyla, hem midenize hem ruhunuza eşlik eden tatlarıyla, Marmara ve Karadeniz’in kucaklaştığı eşsiz güzelliğiyle bu, hem küçük hem şirin balıkçı kasabasına mutlaka uğrayın.

Bizzat gittim, denedim, gördüm, eminim siz de pişman olmayacaksınız.

İster eşinizi, ister ailenizi, ister sevgilinizi, isterseniz de arkadaşlarınızı alın yanınıza. Ama mutlaka bu keyife eşlik edecek biri olsun yanınızda. Paylaşılmaya değecek kadar güzel bir yer çünkü…

Haydi Anadolu Kavağı yolcusu kalmasın…


Keyif ve Afiyetle...

Selenge KARATAŞ